Rahmet peygamberi Sitesi

Dünya İslam Birliği - Uluslararası Peygamberi Tanıtma ve Destekleme Komisyonu

Loading...

İki görüşten en doğru olanına göre, beşinci yılın şevval
ayında “Hendek Savaşı” diye meşhur olan Ahzâb savaşı olmuştur.
Bu savaşın çıkış sebebi şöyledir: Peygamber sallallâhu
aleyhi ve sellem dördüncü yılda, kendisini öldürme girişiminde
bulundukları için Beni’n-Nadir’i sürgün edince, onların eşrafından
bazıları Mekke’ye gidip Kureyş’i Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem ile savaş için kışkırtmaya başladılar. Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem’e karşı onlara yardım edeceklerine söz

Enes b. Mâlik radıyallâhu anh Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve
sellem hakkında şöyle rivâyet etmiştir: Mescidde, Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem ile birlikteyken bir bedevî çıkageldi ve
mescidin içine küçük ihtiyacını yapmaya başladı. Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem’in ashâbı: Yapma, yapma diye bağırmaya
başladılar. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Bırakın yapsın”
dedi. Onlar da bıraktılar, bedevî küçük ihtiyacını yaptı.
 

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ümmetine karşı çok
müşfikti. İki şeyden birini seçme hakkına sahipse, en kolayını
seçerdi. Ümmetine kolaylık sağlamak ve onları sıkıntıya
sokmak istemediği için böyle yapardı. Bundan dolayı şöyle
buyurmuştur: “Allah beni, zorlayan ve sıkıntı veren olarak
göndermedi. Beni ancak kolaylaştıran bir öğretmen olarak
gönderdi.”(181)

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Yüce
Allah refiktir. Rıfkı/yumuşak huyluluğu sever. Şiddete vermediğini
ona (yumuşak huyluluğa) verir.”(182)

İbnu’l-Kayyim rahimehullah Zâdu’l-Me’âd adlı kitabında,
Uhud savaşından çıkarılan birçok güzel hikmet ve sonuçtan
bahsetmiştir:
1- İtaat etmemenin, gevşeklik göstermenin ve çekişme
içine girmenin sonucunun kötü olduğunu ve başlarına gelenin
de sırf bu yüzden olduğunu bildirmesi. Nitekim Yüce
Allah şöyle buyurmuştur: “Allah, izniyle, onları (müşrikleri)
kırıp geçirdiğimiz sırada size olan vaadini gerçekleştirdi.
Nihâyet sevdiğiniz şeyi (zaferi) size gösterdikten sonra zaaf
gösterdiniz. (Peygamber’in verdiği) emir konusunda tartıştınız

Hicretin on üçüncü yılının şevvalinde Uhud savaşı olmuştur.
Allah, Bedir’de Kureyş’in eşrafını öldürünce ve onlar
benzerini görmedikleri bir musibete uğrayınca, öç almak
ve kaybettikleri onurlarını yeniden kazanmak istediler. Ebû
Sufyân, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e ve Müslümanlara
karşı tahrikte bulunmaya ve birlikler oluşturmaya başladı.
Kureyş’ten, müttefiklerden ve Ehabiş’ten yaklaşık üç bin
kişi topladı. Erkek savaşçılar, hanımlarını da getirdiler, böylece
savaştan kaçamayacaklar ve hanımlarını korumak için

Hicretin ikinci yılının Ramazan ayında, büyük Bedir savaşı
oldu. Bunun sebebi şudur: Peygamber sallallâhu aleyhi ve
sellem, Kureyş’in Şam’dan dönmekte olan büyük bir kervanını
vurmak için, üç yüz on üç sahabîsiyle birlikte yola çıktı. Bu
kervanın başkanı olan Ebû Sufyân, son derece dikkatli ve ihtiyatlıydı.
Karşılaştığı herkese Müslümanların hareketlerini soruyordu.
Sonunda onların Medîne’den çıktıklarını ve Bedir’in
yakınında olduklarını öğrendi. Sahil yolundan gitmek ve tehlikelerle
dolu Bedir yolunu bırakmak için, kervanın yönünü

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem, insanların en cesuruydu.
Tevhîd ve ibâdeti Allah’a halis kılmak üzere tek başına küfrün
karşısında durması, bütün kâfirlerin onun karşısına çıkıp
hep birlikte onunla savaşmaları, ona en ağır eziyetleri yapmaları,
defalarca onu öldürmek için suikast düzenlemeleri
ve bunların onu korkutmaması, yumuşatmaması, aksine davasında
daha da ısrarlı olması ve hakka sarılması bunu açıkça
göstermekteydi. O, yeryüzündeki tağutlara meydan okuyarak
hiç çekinmeden şöyle demişti: “Vallahi, bu işten vazgeçmem

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem Medîne’ye girdi. Halk
onu sevgi ve coşkuyla karşıladı. Her uğradığı Ensâr evinin
sahibi, devesinin yularından tutup oraya inmesi için davette
bulunuyordu. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem onlardan özür
dileyerek: “Onu serbest bırakın, ona nerede duracağı emredilmiştir”
diyordu. Deve yoluna devam ediyordu. Mescidinin
bulunduğu yere gelince deve çöktü, sonra kalktı, biraz yürüdü.
Sonra ilk çöktüğü yere döndü ve tekrar çöktü. Peygamber
sallallâhu aleyhi ve sellem Neccar oğullarındaki dayılarına konuk

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem dünyanın gerçek durumunu,
onun pek çabuk sona ereceğini anlamıştı. Bu yüzden
o, dünyada rahatlık ve bolluk içinde yaşayan zenginler gibi
değil, bir gün aç kalarak ama sabrederek, bir gün karnını doyurarak
ama şükrederek yoksullar gibi yaşadı.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ümmetine, dünya fitnesinin
ve onun şehvet ve zevklerine dalmanın tehlikesini şöyle
açıkladı; “Şüphesiz dünya hoş ve çekicidir. Allah sizi oraya
hâkim kılacak, sonra da nasıl davranacağınıza bakacak. Öyleyse

Ashâbına yapılan eziyetler artınca, Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem onların Medîne’ye hicret etmelerine izin verdi.
Davetin Medîne’de yayılmış olmasına ve oranın muhacirleri
karşılamaya hazır hale gelmiş olmasına sevindi.
Mü’minler hicret etmeye başladılar. Peşpeşe gruplar halinde
Mekke’den çıktılar.
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem kaldı. Onunla birlikte
Ebû Bekir, Ali ve müşriklerin zorla alıkoydukları kimseler de
kaldılar.
 

çoklu dil sitesi

bizi takip edin

Find Rahmet peygamberi Sitesi on TwitterFind Rahmet peygamberi Sitesi on FacebookFind Rahmet peygamberi Sitesi on YouTubeRahmet peygamberi Sitesi RSS feed