رەھمەت پەيغەمبىرى تور بېكىتى

ئىسلام دۇنيا ئىتتىپاقى - رەھمەت پەيغەمبىرىگە ياردەم بېرىش ۋە تۇنۇشتۇرۇش خەلقئارالىق ھەيئىتى

Sekizinci Konu Cenaze Konusundaki Sünneti[1] 

1. Peygambersallallahu aleyhi ve sellem’in cenazeler konusunda çok mükemmel bir sünneti vardı ve diğer milletlerinkinden tamamen farklı idi. Onun bu konu-daki sünneti hem ölünün, hem de onun ailesinin ve akrabalarının yararına olan şeyleri içerir. Birinci saf-hada kişiyi hastalığında ziyaret eder, ahireti hatırlatır, ona vasiyetini yapmasını, tevbe etmesini söyler; son sözünün kelime-i şahadet olması için yanında bu-lunanlara bu kelimeleri telkin etmelerini emrederdi.
 
2. Allah’ın hüküm ve takdirinden en fazla hoş-nutluk duyan ve O’na en çok hamd eden kişi idi. Bu-nunla beraber, kalbi Allah’a karşı hoşnutluk ve şükran hisleriyle dolu, dili Allah’ın zikri ve hamdi ile meşgul olduğu halde oğlu İbrahim öldüğü gün çocuğuna olan şefkat, merhamet ve acıma hisleriyle ağlamıştı. Şöyle derdi: “Gözden yaş boşanır, kalp hüzünlenir, ama biz Rabbi hoşnut etmeyecek bir söz söylemeyiz.”  (Buhârî ve Müslim).
 
3. Yanakları tokatlamayı ve bağırıp çağırarak ağla-mayı yasakladı.
 
4. Ölünün Allah’ın huzuruna çıkacak şekilde hazır-lanması, temizlenip yıkanması ve beyaz bir elbise ile kefenlenmesi acele ettiği işlerdendi.
 
5. Ölünün yüzünü ve bedenini örter, gözlerini ka-patırdı.
 
6. Ölüyü öptüğü olmuştur.
 
7. Yıkayıcının lüzumuna göre ölüyü üç veya beş veya daha fazla yıkamasını; son yıkayışta ise kâfur denilen bir koku kullanılmasını emrederdi.
 
8. Savaş meydanında ölen şehitleri yıkatmazdı. Onların deri ve demir eşyalarını çıkarır, kendi elbiseleri içinde defneder ve cenaze namazlarını kılmazdı.
 
9. İhramlı biri öldüğü zaman su ve sedir yaprağı ile yıkanmasını ve ihram elbisesi ile kefenlenmesini emret-miş, güzel koku sürülmesini ve başının örtülmesini ya-saklamıştı.
 
10. Ölünün yakınına ona güzel bir kefen almasını, beyaz bir kefen kullanılmasını emreder, aşırılık ve israfı yasaklardı.
 
11. Şâyet kefen bütün bedeni örtmeye yetmeyecek kadar kısa olursa başını örter, ayaklarının üzerine yeşil ot kordu.
 
A- Cenaze Namazı Konusundaki Sünneti:[2]
1. Cenaze namazını mescidin dışında kılardı. Ba-zen mescidin içinde kıldığı da olurdu. Fakat bu devamlı yaptığı bir iş değildi.
 
2. Önüne bir cenaze getirildiği zaman “Borcu var mı?”  diye sorardı. Ölenin geride bıraktığı borcu varsa cenaze namazını kılmazdı ama arkadaşlarına kılmala-rını emrederdi. Allah fetihler nasip edince (ganimet gelince) borçlunun da namazını kılar, onun borcunu kendi üzerine alır, ölünün malını da varislerine bıra-kırdı.
 
3. Cenaze namazını kılmaya başlayınca tekbir alır, Allah’a hamd edip övgüde bulunur ve dua ederdi. Cenaze namazında dört tekbir alırdı. Beş tekbir aldığı da oldu.
 
4. Cenaze namazında sadece ölü için dua edilme-sini emrederdi. Ondan nakledilen cenaze dualarından bazıları şunlardır:
 
«اَللَّهُمَّ اغْفِرْلِـحَيِّـنَا وَمَيِّـتِنَا، وَصَغِيْرِنَا وَكَبِيرِنَا، وَذَكَرِنَا وَأُنْثَانَا، وَشَاهِيدِنَا وَغَائِبِنَا، اَللَّهُمَّ مَنْ أَحْيَيْتَهُ مِنَّا فَأَحْيهِ  عَلىَ  الإِسْلاَمِ، وَمَن تَوفَّيْتَهُ مِنَّا فَتَوَفَّهُ عَلَى الإيمـَانِ،  اَللَّهُمَّ لاَ تَـحْرِمْنَا  أَجْرَهُ وَلاَ تَفْتِنَّا بَعْدَهُ»
 “Allah’ım! Dirimizi, ölümüzü, büyüğümüzü, küçüğümü-zü, erkeğimizi, kadınımızı, burada hazır olanları, olma-yanları bağışla. Allah’ım! Bizden yaşattıklarını İslam üzere yaşat. Bizden eceli gelenleri de iman üzere öldür. Allah’ım! Onun mükâfatından bizleri de mahrum etme, ondan sonra da bizi fitneye düşürme!”(Tirmizî, Nesâî, İbn Mâce).
 
Bu konuda şu dua da ondan nakledilmiştir:
 “Allah’ım! Onu bağışla, ona merhamet et. Azaptan onu muaf tut. Onu affet. Vardığı yerde ona ikramda bulun. Girdiği yerde ona genişlik ver. Onu su, kar ve dolu ile yıka. Beyaz elbisenin kirden temizlenişi gibi onu günahlarından temizle. Ona dünyadaki yerinden daha hayırlı bir yer, ailesinden daha hayırlı bir aile, eşinden daha hayırlı bir eş nasip eyle. Onu cennete dâhil eyle. Onu kabir azabından ve cehennem azabından koru.”  (Müslim).
 
5. Cenaze namazı esnasında ölü erkekse başı hiza-sında, kadın ise ortası hizasında dururdu.
 
6. Çocuğun cenaze namazını kılar, intihar edenin ve ganimetten çalanın namazını kılmazdı.
 
7. Cüheyne kabilesinden recm cezasına çarptırdığı bir kadının cenaze namazını kılmıştı.
 
8. Gıyabında Necaşi’nin cenaze namazını kılmıştı. Uzakta bulunan her cenazenin gıyabî cenaze namazını kılmak âdeti değildi.
 
9. Cenaze namazına yetişemediği kişinin cenaze namazını kabri başında kılardı.
 
 
B- Cenazeyi Takibi, Defni ve Sonrasındaki İşlerle İlgili Sünneti:[3]
1. Peygambersallallahu aleyhi ve sellem bir ölünün cenaze namazını kıldırdığı zaman önünde yürüyerek kabre kadar takip ederdi. Cenazeyi takip eden kişi şâyet binitli ise gerisinden, yaya ise cenazeye yakın olarak ya arkasından veya önünden veya sağından ya da so-lundan takip etmesini sünnet kılmıştır. Cenazeyi sü-ratle götürmelerini emretmiştir.
 
2. Yanından cenaze geçtiği zaman ayağa kalkıl-masını emretti. Oturup ayağa kalkmadığı da sahih yolla rivâyet edilmiştir.
 
3. Güneş doğarken, batarken ve tam tepede iken cenaze defnetmezdi.
 
4. Kabrin kıble tarafına bir yarık (lahit) oyardı, kabri derinleştirirdi, başın ve ayaklarını konacağı yeri genişletirdi.
 
5. Ölü defnedildiği zaman baş tarafından üç defa elleriyle toprak atardı.
 
6. Ölünün defin işi bittikten sonra ashabıyla bir-likte ayağa kalkar ve kabir suallerine şaşırmadan cevap verebilmesi için dua eder, ashabına da bunu emrederdi. (Ebu Dâvûd).
 
7. Kabrin başında oturup Kur’an okumaz ve ölüye telkinde bulunmazdı.
 
6. Ölüm ilanını terk etmek onun sünneti idi. Hatta bunu men ederdi.
 
C- Kabirler ve Taziye Konusundaki Sün-neti:[4]
1. Kabirleri yüksek yapmak, yapımında tuğla ve kerpiç kullanmak ve üzerlerine kubbe yapmak Pey-gambersallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti değildi.
 
2. Ali’yi Yemen’e, hiçbir put bırakmadan hepsini yok etmek ve yüksek olan her kabri yer seviyesine in-dirip düzeltmek için göndermişti. Şu halde yüksek olan bütün kabirlerin düzeltilmesi Peygambersallallahu aleyhi ve sellem’in sünnetidir.
 
3. Kabirlerin kireçle boyanmasını, üzerlerine bina yapılmasını ve yazı yazılmasını kesinlikle yasaklamıştır.
 
4. Kabrini belli etmek istediği kimsenin kabrine sadece alâmet olarak bir taş dikerdi.
 
5. Kabirlerin mescit edinilmesini, üzerlerinde kan-dil yakılmasını yasaklamış ve bunları yapanları lanet-lemiştir.
 
6. Kabirlere doğru namaz kılınmasını ve kendi kabrinin bayram yeri haline getirilmesini yasaklamıştır.
 
7. Kabirlere karşı saygısızca davranmamak, onları çiğnememek, üzerlerine oturmamak, onlara dayanma-mak onun sünneti idi.
 
8. Peygambersallallahu aleyhi ve sellem ashabının kabirlerini, onlara dua etmek ve onlar için bağışlanma dilemek maksadıyla ziyaret ederdi. Ziyaretçinin şöyle demesini sünnet haline getirdi: “Ey bu diyarda yatan iman ehli Müslümanlar! Allah’ın selamı üzerinize olsun. Biz de inşaallah sizin aranıza katılacağız. Allah’tan hem bizim, hem sizin için afiyet dileriz.” (Müslim).
 
9. Ölünün ailesine başsağlığı dilemek onun sün-neti idi. Taziye için toplanmak, kabri başında veya başka bir yerde ölü için Kur’an okumak onun sünneti değildir.
 
10. Ölünün ailesini, gelen insanlara yemek ye-dirmek zahmetine sokmak Peygambersallallahu aleyhi ve sellem’in sünneti değildir. Hatta diğer insanların onlar için yemek yapmalarını emretmiştir.
 

--------------------------------------------------------------------------------

[1]    Zâdu’l-Me‘âd (1/479).
[2]   Zâdu’l-Me‘âd (1/485)
[3]   Zâdu’l-Me‘âd (1/498–502).
[4]   Zâdu’l-Me‘âd (1/504).