Rahmet peygamberi Sitesi

Dünya İslam Birliği - Uluslararası Peygamberi Tanıtma ve Destekleme Komisyonu

Allah, Peygamber’ine insanları affetmesini emretmiştir.
Bu konuda şunları buyurmuştur: “Allah’ın rahmetinden dolayı,
sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı
kalpli olsaydın, etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onlara
mağfiret dile, iş hakkında onlara danış.”(230) Yüce Allah
şöyle buyurmuştur: “Onları affet, bağışla. Allah iyilik yapanları
sever.”(231) Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem affetmeyi seviyor,
bağışlamayı tercih ediyordu. Suç kesinleştikten ve gerekli hale
geldikten sonra cezalandırmaya yöneliyordu. Peygamber’in
hayatında, affetme sahneleri çoktur ve meşhurdur. Bazıları,
fetihten sonra Mekkelileri affetmesiyle ilgilidir.
Ebû Hureyre’nin buna dâir şöyle bir rivâyeti vardır: Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem Necid tarafına atlı bir birlik gönderdi.
Birlik, Hanîfe oğullarından Sumâme b. Usal adlı, Yemâme
halkının liderini alıp getirdi. Onu, mescidin direklerinden
birine bağladılar. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem onun yanına
geldi ve: “Sumâme! Ne düşünüyorsun?” dedi. O da: Ben,
iyilik düşünüyorum. Muhammed! Eğer öldürürsen daha önce
(230) Âl-i İmran, 159.
(231) Mâide, 13.
 

160 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem
sizden bazılarının kanını akıtmış birisini öldürmüş olursun.
Eğer affetme lütfunda bulunursan, size teşekkür edecek birine
lütufta bulunmuş olursun. Eğer para ve mal istersen, istediğin
kadar sana verilecektir, dedi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve
sellem onu ertesi güne bıraktı. Ertesi gün ona yine: “Sumâme!
Görüşün nedir?” dedi. Sumâme: Sana daha önce söylediğimi
düşünüyorum. Eğer öldürürsen, daha önce sizden bazılarının
kanını akıtmış birisini öldürmüş olursun. Eğer affetme
lütfunda bulunursan, size teşekkür edecek birine lütufta
bulunmuş olursun. Eğer para ve mal istersen, istediğin kadar
sana verilecektir, dedi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem onu
ertesi güne bıraktı. Yine ona: “Sumame! Ne düşünüyorsun?”
dedi.

O da: Daha önce söylediğim gibi düşünüyorum. Eğer
affetmek lütfunda bulunursan, size teşekkür edecek birine
lütufta bulunmuş olursun. Öldürürsen, daha önce sizden bazılarının
kanını akıtmış birisini öldürmüş olursun. Eğer para
ve mal istersen, istediğin kadar sana verilecektir, dedi. Bunun
üzerine Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem: “Sumame’yi serbest
bırakın!” dedi. Sumame mescidin yakınındaki bir hurmalığa
gitti, boy abdesti aldı. Sonra mescide girdi ve: Eşhedu en lâ
ilâhe illallah ve eşhedu enne Muhammedun abduhu ve rasûluh.
Muhammed! Vallahi, önceden yeryüzünde bana, senin
yüzünden daha sevimsiz bir yüz yoktu. Şimdi senin yüzün
bana, bütün yüzlerin en sevimlisi oldu. Bana göre, senin dininden
daha sevimsiz bir din yoktu. Şimdi senin dinin, benim
için dinlerin en sevimlisi oldu. Vallahi, senin memleketinden
daha kötü bir memleket yoktu. Şimdi ise senin memleketin
 

Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz 161 sallallâhu aleyhi ve sellem
benim için bütün memleketlerden daha hoştur. Senin atlıların
beni umre yapmak isterlerken yakaladılar. Şimdi ne yapmamı
uygun görürsün? dedi.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ona müjdede bulunup
umre yapmasını emretti.
Sumâme, Mekke’ye gelince birisi ona: Dininden mi döndün?
dedi. O da: Hayır! Allah’ın Rasûlünün sallallâhu aleyhi ve
sellem dinine girdim. Vallahi, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem
izin vermedikçe artık size Yemâme’den bir buğday tanesi bile
gelmez, dedi.(232)
Bakınız! Af, kalpleri ve durumları nasıl değiştirdi? Kalpleri
nasıl rahatlattı, küfrün karanlıklarını ve müşrikliğin sapıklıklarını
nasıl değiştirdi?
 

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in affediciliğine bir örnek
daha: O, ikram ettiği koyun etinin içine zehir koyan Yahudi
kadını affetmişti. O, koyunun etinden almış ama yutmamıştı.
Sonra kadını o koyunun etinden alıp yutan ve ölen
Bişr b. el-Berâ b. Ma’rûr sebebiyle öldürmüştü. Kadına, Bişr
sebebiyle kısas uygulanmıştı.
Câbir radıyallâhu anh’ın anlattığı olay da Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem’in affediciliğine örnektir:
Câbir radıyallâhu anh, Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile
birlikte Necid tarafına gazaya gitmişti. Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem dönünce, o da birlikte döndü. Dönüşte, dikenli,
büyük ağaçları çok bir vadi içindeyken, gün ortası dinlenme
(232) Muttefekun aleyh.
 

162 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem
vakti geldi. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bir yerde konakladı.
İnsanlar gölgelenmek üzere ağaçların arasına dağıldılar.
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem de bir ağacın altına indi ve
kılıcını ağaca astı.
Câbir şöyle anlattı: Biraz uyuduk. Bir de ne görelim! Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem bize sesleniyordu. Ona gittik. Yanında
bir bedevî oturuyordu. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem
şöyle dedi: “Ben uyurken, bu, kılıcımı kınından çıkarmış.
Elinde kılıç olduğu halde, ben uyandım. O bana seni benden
kim korur? dedi. Ben de: Allah, dedim. İşte o oturuyor.” Sonra
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem onu cezalandırmadı.(233)
(233) Buhârî.

bizi takip edin

Find Rahmet peygamberi Sitesi on TwitterFind Rahmet peygamberi Sitesi on FacebookFind Rahmet peygamberi Sitesi on YouTubeRahmet peygamberi Sitesi RSS feed