Rahmet peygamberi Sitesi

Dünya İslam Birliği - Uluslararası Peygamberi Tanıtma ve Destekleme Komisyonu

İki görüşten en doğru olanına göre, beşinci yılın şevval
ayında “Hendek Savaşı” diye meşhur olan Ahzâb savaşı olmuştur.
Bu savaşın çıkış sebebi şöyledir: Peygamber sallallâhu
aleyhi ve sellem dördüncü yılda, kendisini öldürme girişiminde
bulundukları için Beni’n-Nadir’i sürgün edince, onların eşrafından
bazıları Mekke’ye gidip Kureyş’i Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem ile savaş için kışkırtmaya başladılar. Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem’e karşı onlara yardım edeceklerine söz
verdiler. Kureyşliler de onların çağrılarına olumlu cevap verdiler.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile savaş için bir araya
geldiler. Sonra Gatafan ve Benî Suleym’e gittiler. Onları da savaşa
davet ettiler. Bu iki kabile de onlara katıldı. Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem ile savaşa davet etmek üzere diğer Arap
kabilelerine de gittiler.
 

Kureyş, Ebû Sufyân’ın komutasında dört bin kişiyle birlikte
yola çıktı. Yanlarına üç yüz at ve bin beş yüz deve aldılar.
Yedi yüz kişilik bir birlikle Benî Suleym, Merruzzahran’da
onlarla buluştu. Onlarla birlikte Benî Esed de yola çıktı. Bin
kişilik Fezâre de yola çıktı. Dört yüz kişilik Eşca da geldi. Dört
Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz 133sallallâhu
aleyhi ve sellem
yüz kişiyle Benî Murra da yola çıktı. Hendek savaşına gelen
kabilelerdeki adam sayısı on bindi.
 

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem, onların Mekke’den çıktıklarını
öğrenince, Müslümanları toplantıya çağırdı. Selmân,
düşmanın Medîne’ye girmesine engel olacak bir hendek kazılmasını
teklif etti. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in emriyle
hemen hendek kazmaya başladılar. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve
sellem bizzat kendisi de hendek kazma işinde çalıştı. Hendek,
Sel’ dağının karşısına kazılıyordu. Dağ, Müslümanların arkasında,
hendek de kendileriyle düşman arasında olacaktı.
Müslümanlar altı günde hendeği kazdılar. Peygamber
sallallâhu aleyhi ve sellem ve beraberindeki Müslümanlar kendilerini
korumaya aldılar. Dağ, arkalarında, hendek önlerinde
olmak üzere, Müslümanlar üç bin kişiydiler.
 

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem kadın ve çocukların
Medîne’deki güvenli kalelere yerleştirilmelerini emretti.
Huyey b. Ahtab, Benî Kureyza’ya gitti. Hâlbuki onlarla
Rasûlullah arasında bir anlaşma vardı. O, onlara göre her zaman
uğursuz bir adamdı. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ile
anlaşmalarını bozup müşriklerle birlikte onunla savaşa girdiler.
Müslümanların başlarındaki bela daha da arttı. Münafıklar
belli oldu. Benî Hârise’den bazıları Medîne’ye dönmek
için izin isteyip şöyle dediler: “Evlerimiz düşmana açıktır.”
“Oysa evleri açık değildi, sadece kaçmak istiyorlardı.”(192) Benî
Seleme de ayrılmaya niyet etti. Sonra Allah her iki kabilenin
de ayrılmamalarını sağladı.
(192) Ahzâb, 13.
 

134 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz sallallâhu
aleyhi ve sellem
el-Berâ b. Âzib şöyle anlattı:
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem bize, hendek kazmamızı
emredince, bir yerinde, karşımıza büyük, sert ve kazmanın
işlemediği bir kaya çıktı. Bunu Rasûlullah sallallâhu aleyhi
ve sellem’e bildirdik. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem geldi. O
kayayı görünce, elbisesini çıkardı. Kazmayı eline aldı ve:
- “Bismillah” dedi. Kayaya bir darbe indirdi. Üçte birini
parçaladı ve:
 

- “Allahu ekber! Bana Şam’ın anahtarları verildi. Vallahi,
şu anda, oranın kızıl köşklerini görüyorum” dedi. Sonra kayaya
ikinci darbeyi indirdi. Üçte birini daha parçaladı ve:
- “Allahu ekber! Bana Fars’ın anahtarları verildi. Vallahi,
Medain’in beyaz köşkünü görüyorum” dedi. Sonra:
- “Bismillah” diyerek üçüncü darbeyi indirdi ve kayanın
kalan üçte birini parçaladı ve şöyle dedi:
- “Allahu ekber! Vallahi şu anda, bulunduğum yerden
San’a’nın kapılarını görüyorum.”
Müşrikler Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’i bir ay kuşatma
altında tuttular. Müslümanlara ulaşmalarına hendek engel
olduğu için, aralarında bir çatışma olmadı.
 

Siyer âlimleri şöyle anlattılar: Hendek savaşında çok fazla
korku vardı. Halk endişe içindeydi. Çoluk çocuğa ve mallara
bir baskın yapılmasından korkuluyordu. Müşrikler, hendeğin,
atlarını geçirebilecekleri dar bir yerini aradılar ve bazıları
geçtiler. Amr b. Abdivudd bunlardan birisiydi. Yetmiş yaşında
Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz 135 sallallâhu
aleyhi ve sellem
olduğu halde, kendisiyle düello için Müslümanlara çağrıda
bulundu. Amr’la Ali düello etti ve onu öldürdü.
 

Sabah olunca, Hâlid b. el-Velîd’in de aralarında bulunduğu
büyük bir birlik oluşturdular ve gece oluncaya kadar
çarpıştılar. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem o gün ne öğle namazını,
ne de ikindi namazını kılabildi. Bunun üzerine şöyle
dedi: “Onlar bizi öğle ve ikindi namazından alıkoydular. Allah
da onların evlerine ve kabirlerine ateş doldursun.” Sonra Allah,
kendi tarafından bir şey yaptı. O şeyle düşmanı mağlup
etti, topluluklarını dağıttı. Şöyle ki: Nuaym b. Mes’ûd Müslüman
olmuştu. Müşrikler ve Yahudiler, onun Müslüman olduğunu
bilmiyorlardı. Kureyş’le Kureyza arasında gidip geldi ve
onları birbirine düşürdü. Sonra fırtına çıktı ve çok şiddetli bir
rüzgâr esti. Ebû Sufyân adamlarına: Siz durulacak bir yerde
değilsiniz. Develer, atlar öldüler. Kureyza Yahudileri de aksilik
ettiler. Rüzgârdan başımıza gelenleri gördünüz. Hemen
çekip gidin. İşte ben gidiyorum, dedi.
 

O gün müşriklerden üç kişi, Müslümanlardan da altı kişi
öldürüldü.(193)
(193) Bkz: el-Vefâ bi Ahvâli’l-Mustafa, s. 713–714; Zâdu’l-Me’âd, III/269–275.

bizi takip edin

Find Rahmet peygamberi Sitesi on TwitterFind Rahmet peygamberi Sitesi on FacebookFind Rahmet peygamberi Sitesi on YouTubeRahmet peygamberi Sitesi RSS feed