Rahmet peygamberi Sitesi

Dünya İslam Birliği - Uluslararası Peygamberi Tanıtma ve Destekleme Komisyonu

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem namaz, oruç, zikir, dua
ve bu tür başka ibâdetleri çok yapardı. O, bir amel işlediğinde,
ondan vazgeçmez, yapmaya devam ederdi. Âişe radıyallâhu
anhâ şöyle demiştir: Bir rahatsızlık veya başka bir sebeple
gece namazını kaçırdığında, gündüz on iki rekât kılardı.(141)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem gece namazını bırakmazdı.
Ayakları şişinceye kadar gece namazı kılardı. Kendisine,
önceki ve sonraki günahları affedildiği söylenince şöyle
cevap vermiştir: “Şükreden bir kul olmayayım mı?”(142)
Huzeyfe b. el-Yemân radıyallâhu anh şöyle anlattı:
 

Bir gece, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ile namaz kıldım.
Bakara sûresini okuyarak başladı. Kendi kendime: Yüz
âyet okuyunca rükuya gider, dedim. Kıraate devam etti. Yine
kendi kendime: “Bununla rükuya gider” dedim. Arkasından
Nisâ sûresini okumaya başladı. Daha sonra Âl-i İmran sûresine
başladı ve onu da bitirdi. Okurken tane tane okuyordu.
İçerisinde tesbih bulunan âyete geldiğinde, tesbih getiriyor,
istek ifade eden âyete geldiğinde istekte bulunuyor, sığınma
ifadesi geldiğinde Allah’a sığınıyordu. Daha sonra rükuya
(141) Müslim.
(142) Muttefekun aleyh.
 

90 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz صلى الله عليه وسلم
gitti. Rükûda: “Subhane Rabbiye’l-azim” diyordu. Rükûu da
kıyamı kadardı. Bunun arkasından: “Semiallahu limen hamideh”
dedi. Rükûdakine yakın uzun bir süre ayakta durdu.
Arkasından secdeye gitti. Secdede: “Subhane Rabbiye’l-a’la”
dedi. Secdeleri de kıyamına yakındı.”(143)
 

Yolculuğa çıkmadığında şu on rekât revâtip sünnetleri
devamlı kılmaya çalışırdı: Öğle namazının farzından önceki
ve sonraki ikişer rekât, akşam namazının farzından sonraki
iki rekât, yatsınamazının farzından sonraki iki rekât, sabah
namazının farzından önceki iki rekât.
Sabah namazının sünnetini kılmaya, bütün nafilelerden
daha dikkatliydi. Onu ve vitri mukimken de (yolcu değilken),
yolcuyken de bırakmazdı. Yolculukta, bu ikisinin dışında revatib
sünnetini kıldığı nakledilmemiştir.
Öğleden önce bazen dört rekât kılıyordu. Rasûlullah bir
gece kıyamda, sabaha kadar Kur’ân’ın bir âyetini tekrar etti,
durdu.
 

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem pazartesi ve Perşembe
günleri oruç tutmaya çalışırdı.(144)
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur:
“Ameller pazartesi ve perşembe günleri arzedilir. Ben,
amelimin oruçluyken sunulmasını istiyorum.”(145)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem her ay üç gün oruç tutardı.
Muâze el-Adeviyye, Âişe radıyallâhu anhâ’ya şöyle sordu:
(143) Müslim.
(144) Tirmizî, hadisin hasen olduğunu söylemiştir.
(145) Tirmizî, hadisin hasen olduğunu söylemiştir.
 

Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz 91 صلى الله عليه وسلم
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem her ay üç gün oruç tutar
mıydı? Âişe: Evet, tutardı diye cevap verdi. Muâze: Ayın hangi
günlerinde oruç tutardı dedi. Âişe: Ayın hangi günlerinde
oruç tutacağına önem vermezdi diye cevap verdi.”(146)
İbn Abbâs radıyallâhu anh şöyle demiştir: “Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem yolculukta ve yolculuk dışında eyyam-ı
bîz denilen her ayın on üç, on dört ve on beşinde hep oruçlu
olurdu.”
 

Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem aşure günü oruç tutar
ve o gün oruç tutulmasını emrederdi.(147)
Âişe radıyallâhu anhâ şöyle söyledi: Peygamber sallallâhu
aleyhi ve sellem hiçbir ayda Şaban ayındakinden daha fazla oruç
tutmazdı. (Bazı yıllarda) Şaban ayının tamamını oruçlu geçirirdi.
Başka bir rivâyet de şöyledir: Şaban ayının çoğunda
oruçlu olurdu.(148)
 

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in dili, Allah’ı zikretmekten
durmazdı. Her halükârda Allah’ı zikrederdi. Namazından
çıkınca, üç defa istiğfar getirir ve: “Allahumme ente’s-selâm ve
minke’s-selâm, tebârekte ya ze’l-celâli ve’l-ikrâm” derdi.(149)
Namazı bitirip selam verince: “La ilâhe illellahu vahdehû
lâ şerîke leh, lehu’l-mulku ve lehu’l-hamdu ve huve alâ kulli
şey’in kadîr. Allahumme lâ mânia limâ a’tayte ve lâ mu’tıye
(146) Müslim.
(147) Muttefekun aleyh.
(148) Muttefekun aleyh.
(149) Müslim. Duanın manası şöyledir: Allah’ım! Sen Selâm’sın. Selâm sendendir.
Sen yücesin. Ey ikrâm ve celâl sahibi!
 

92 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz صلى الله عليه وسلم
limâ mena’te ve lâ yenfeu ze’l-ceddi minke’l-ceddu” derdi.(150)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem rükû ve secdelerinde:
“Subbûhun, kuddûsun Rabbu’l-melâiketi ve’r-rûh” derdi.(151)
Enes şöyle demiştir: Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem en
çok şu duayı yapardı: “Allahumme! Âtina fi’d-dunyâ haseneten
ve fi’l-âhirati haseneten ve kınâ azâbe’n-nâr.”(152)
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem çok istiğfar getirirdi. İbn
Ömer radıyallâhu anh şunu anlattı: Biz Rasûlullah sallallâhu aleyhi
ve sellem’in bir oturumda yüz defa: “Rabbiğfir lî ve tub aleyye!
İnneke ente’t-tevvâbu’r-rahîm dediğini saymıştık.”(153)
Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem ibâdette aşırılığı ve sıkıntıya
girmeyi men ederdi. Bu konuda şöyle derdi: “Gücünüzün
yettiğini yapın! Vallahi Allah siz usanmadıkça usanmaz.”
 

Onun dinde en sevdiği şey, kişinin devamlı yaptığıydı.(154)
(150) Muttefekun aleyh. Manası şöyledir: “Tek olan ve ortağı olmayan Allah’tan
başka hak ilâh yoktur. Hükümranlık O’na aittir. Övgü O’nadır. Onun her şeye
gücü yeter. Allah’ım! Senin verdiğine engel olacak hiçbir kimse yoktur. Senin
engel olduğunu da verebilecek yoktur. Senin yanında şeref ve itibar sahiplerinin
şeref ve itibarları fayda vermez.”
(151) Müslim. Duanın anlamı şöyledir: “Allah çok tesbih edilendir. O, kusurlardan
uzaktır. Meleklerin ve Cebrâîl’in Rabbidir.”
(152) Muttefekun aleyh. Manası şöyledir: “Allah’ım! Bize dünyada iyilik ver, âhirette
de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru.”
(153) Ebû Dâvûd, Tirmizî. Hasen, sahîh olduğunu söylemiştir. Duanın anlamı şö -
ledir: “Rabbim! Beni bağışla, tövbemi kabul et. Sen tövbeleri kabul edersin ve
çok merhametlisin.”
(154) Muttefekun aleyh.

bizi takip edin

Find Rahmet peygamberi Sitesi on TwitterFind Rahmet peygamberi Sitesi on FacebookFind Rahmet peygamberi Sitesi on YouTubeRahmet peygamberi Sitesi RSS feed