Rahmet peygamberi Sitesi

Dünya İslam Birliği - Uluslararası Peygamberi Tanıtma ve Destekleme Komisyonu

İşkence ve Eziyetlere Sabrı

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem davet, öğüt verme, irşâd
etme ve yol gösterme görevlerini yerine getirmeye başladı.
İnsanları tek ve ortağı olmayan Allah’a ibâdete, atalarının
taptıkları ve Allah’a ortak koştukları putları terk etmeye çağırdı.
Onlara, kötülük ve haramlardan vazgeçmelerini emretti.
Pek az kişi ona iman edip çoğu kimse onu yalanladı.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem Allah tarafından korunmuş,
amcası Ebû Tâlib tarafından himaye edilmiş olmasına
rağmen, ona eziyet edildi, ablukaya alındı, aşırı baskı yapıldı.
Nübüvvetin yedinci yılında, Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem,
amcası Ebû Tâlib, Haşim oğulları ve Ebû Leheb dışında
Muttâlib oğulları Müslümanı kâfiri hepsi birlikte oturdukları
mahallede ambargo altına alındı. Kureyşliler onları kuşatıp
ablukaya almaya, onlarla yapılacak barışı asla kabul etmemeye
karar verdiler, onların pazarlara gitmelerini ve erzak temin
etmelerini engellediler. Öldürmek için Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem’i kendilerine teslim ederlerse, ablukayı kaldıracaklarını
söylediler. Bu zulüm ve haksızlığı içeren bir sayfa
(belge) yazıp onu Kâbe’nin içine astılar. Peygamber sallallâhu
aleyhi ve sellem bu ablukadan sonra yapılan işkence arttığı için
ashâbına Habeşistan’a hicret etmelerini emretti. Bu ikinci
74 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem
hicretti. Seksen üç erkekle, on sekiz kadın hicret etti. Yemenli
Müslümanlar da onların yanına gitti.

Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem bu ambargo altında
aşırı sıkıntı ve açlık çekerek yaklaşık üç yıl kaldı. Onlara gelen
şey, ancak gizlice geliyordu. Açlıktan ağaç yapraklarını bile
yemişlerdi. Bu durum, onuncu yıla kadar devam etti. Bazı Kureyşliler
insafa gelerek sahîfede yazılı olan hükmü bozdular.
Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem ve beraberindekileri ambargodan
çıkardılar.
Aynı yıl Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem’in eşi Hadîce,
ondan iki ay sonra da amcası Ebû Tâlib öldü. Amcası ölünce,
Kureyşliler Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’e onun sağlığında
yapamadıkları eziyetleri yaptılar. Ona yaptıkları eziyet ve
düzenledikleri entrikalar arttı.(114)

Buhârî ve Müslim’de rivâyet edildiğine göre, Peygamber
sallallâhu aleyhi ve sellem Beyt’te namaz kılıyor, Ebû Cehil’le bazı
arkadaşları oturuyorlardı. Bir gün önce bir deve kesilmişti.
Ebû Cehil: Hanginiz kalkıp falan oğullarının kestiği devenin
döl eşini (rahimde cenini saran zar) alır ve secdeye gittiğinde
Muhammed’in sırtına koyar? dedi. Oradakilerin en kötü niyetlisi
fırlayıp onu aldı. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem secdeye
gidince, omuzlarının arasına koydu. Seyredenler katıla
katıla gülüyorlardı. Fâtıma gelip attıklarını aldı. Onlara hakaret
etmeye başladı. Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem namazını
bitirince, yüksek sesle onlara şu bedduayı yaptı: “Allah’ım!
Kureyş’ten bu topluluk sana havale!” Bu cümleyi üç defa söy-
(114) Bkz: Lubâbu’l-hiyâr fi sireti’l-muhtar, s. 37-40.
Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz 75 sallallâhu aleyhi ve sellem
ledi. Söylediklerini duyunca, gülmeyi bıraktılar. Duasından
korktular. Peygamber sallallâhu aleyhi ve sellem sonra şöyle dedi:
“Allah’ım! Ebû Cehil b. Hişam, Utbe b. Rabîa, Şeybe b. Rabîa,
el-Velîd b. Utbe, Umeyye b. Halef ve Ukbe b. Muayt sana havale!”
İbn Mes’ûd şöyle demiştir: Muhammed sallallâhu aleyhi ve
sellem’i hak din ile gönderen Allah’a yemin olsun! Rasûlullah
sallallâhu aleyhi ve sellem’in adlarını verdiği kimselerin Bedir savaşında
öldürülüp kuyuya (Bedir kuyusuna) sürüklendiklerini
gördüm.

Buhârî’de şöyle bir rivâyet vardır: Ukbe b. Ebî Muayt bir
gün Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’in omzundan tuttu, elbisesini
boynuna sardı ve sıkıca boğazını boğdu. Hemen Ebû
Bekir geldi. Onu Rasûlullah sallallâhu aleyhi ve sellem’den uzaklaştırdı
ve: Bir adamı, “Rabbim Allah’tır” dediği için mi öldüreceksiniz?
dedi.
Kendisine yapılan eziyet artınca, Rasûlullah sallallâhu aleyhi
ve sellem Tâif’e gitti. Sakîflileri İslâm’a davet etti. Onlardan
karşılık olarak ancak inat, alay ve eziyet gördü. Onu topuklarını
kanatıncaya kadar taşladılar. Mekke’ye dönmeye karar
verdi. Yolda Karnu’s-Seâlib denilen yerde, başını kaldırınca,
bir bulutun kendini gölgelediğini ve bulutun içinde de Cebrâîl
aleyhisselâm’ı gördü. Cebrâîl ona: Allah, kavminin sana söylediklerini,
verdikleri cevabı duydu. Onlar hakkında istediğin
emri vermen için sana dağlar meleğini gönderdi, dedi. Dağlar
meleği ona: Muhammed! Allah, kavminin sana söylediklerini
duydu. Ben dağlar meleğiyim. Rabbin beni onlar hakkında
istediğin emri vermen için sana gönderdi. İstersen Ahşeb
76 Kırk Oturumda Sevgili Peygamberimiz sallallâhu aleyhi ve sellem
dağlarını onların üzerine kapatayım, dedi. Rasûlullah sallallâhu
aleyhi ve sellem ona: “Ben, Allah’tan onların sulbünden, tek
olan Allah’a ibâdet edecek ve ona hiçbir şeyi ortak koşmayacak
kimseler çıkarmasını diliyorum” dedi.(115)

bizi takip edin

Find Rahmet peygamberi Sitesi on TwitterFind Rahmet peygamberi Sitesi on FacebookFind Rahmet peygamberi Sitesi on YouTubeRahmet peygamberi Sitesi RSS feed