ما را دنبال کنید

Find پیامبر رحمت (ص) وب سایت  on TwitterFind پیامبر رحمت (ص) وب سایت  on FacebookFind پیامبر رحمت (ص) وب سایت  on YouTubeپیامبر رحمت (ص) وب سایت  RSS feed

Latest image

What activities are planned in Greenville for Islam Awareness Week?

Attached images

m007.jpg
m007.jpg

SALLALAHU ALEYHİ VE SELLEM

Bismillahirrahmanirrahim

Hamd âlemlerin rabbi olan Allah’a mahsustur. Sadıkların seyidi olan peygamber efendimize ve onun âline ve kıyamete kadar ona ihsan ile tabi olanlara salât-ı selam olsun.

Emma ba’d.

Allah-u Teâlâ nebilerini kur’an-ı kerimde methetmiş ve şöyle buyurmuştur: (kitapta İsmail’i de an. Gerçekten o verdiği sözü yerine getiren biriydi. Resul ve nebî idi.) (Kitapta İdris’i de an. Gerçekten o da doğruluğun timsali biriydi, bir nebî idi.) bu peygamberlerin başında da peygamber efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) gelir. Küçüklüğünden beri hep doğruluğuyla tanınmış ve hiç yalan söylediğine şahit olunmamıştır. Öyle ki o, sadık-ı emin olarak lakaplandırılmıştı. Evet, bir gün safa tepesine çıkmış ve ey Abdülmuttalip oğulları, ey  benî fihr , ey benî kab; size şu tepenin ardında bir ordu toplanmış üzerinize hücum edecek desem bana inanır mısınız? Demişti. Kavmi ise: evet inanırız çünkü hiç senin yalanına şahit olmadık dediler.

Herakliyus Ebû Süfyan’a sordu: peygamberlik iddia etmeden önce aranızda yalan söyleyen biri olarak bilinir miydi?

Ebu Süfyan: hayır hiç yalanına şahit olmadık.

Herakliyus: ben biliyorum ki; önceden hakla yalan söylememiş bir kimse sonradan Allah’a yalan söylemeye cüret edemez. Ve Herakliyus doğru söylemiştir.

Ey kardeşim; resulullah efendimiz sıdkta kudve-i haseneydi en güzel bir örnekti. O’na peygamberlik gelmeden önce de Kureyş’liler onu “Sadıkul emin” olarak isimlendirmişti. Ona güveniyor, eşyalarını ve sırlarını ona emanet ediyorlardı. Peygamberliğini ilan ettiğinde ise kavminden, aşiretinden olmadık eza ve cefalar gördü. Ama o, bütün bunlara rağmen emanete sadık kaldı ve emanetlerini eda etti. Nadr b.Harıs, kalkıp "Ey Kureys cemaati! Vallahi, sizin başınıza hiç bir zaman, bir benzeriyle müptela olmadığınız, bundan sonra da, kolay kolay çaresini bulamayacağınız bir iş gelmiş bulunuyor! Muhammed; Sakaklarına ak düştüğünü gördüğünüz zamana kadar, içinizde, en çok hoşunuza giden bir gençti. En doğru sözlünüz ve en emininiz idi. Nihayet, size getirdiği şeyle gelince, ona (Sihirbaz!) dediniz. Hayır! Vallahı, o, bir Sihirbaz değildir! Biz, Sihirbazları ve onların üfürmelerini, düğümlemelerini görmüşüzdür. Siz, ona Kâhin dediniz. Hayır! Vallahi, o, bir kâhin değildir. Biz, kâhinleri ve onların titreyişlerini, görmüş ve Seci'li sözlerini, dinlemişizdir Siz, ona şair  dediniz. Hayır! Vallahi, o, bir şair de, değildir. Biz, şairi görmüşüzdür ve onun her çeşidini: Hezec'ını, Recez'ını.. Dinlemişizdir. Siz, ona (Mecnun!) dediniz. Hayır! Vallahi, o, bir mecnun da değildir. Biz, delilikleri, görmüşüzdür. Onun ise, ne boğulması, ne çarpınıp titremesi, ne evhamlanması, ne de, sözlerini, karıştırması, vardır. Ey Kureyş cemaati! Durumunuzu iyice düşününüz, gözden geçiriniz! Çünkü vallahi, sizin başınıza, büyük bir iş gelmiştir, dedi.

Bundan daha önemlisi de onun sadakatine Âlemlerin Rabbi şahadet etmiştir. (Ama gerçeği getiren, hak ve onu tasdik edenler var ya, işte her türlü fenalıktan kurtulanlar onlardır.) gerçeği getiren; peygamber efendimizdir (sallalahu aleyhi ve sellem) onu tasdik eden de yedi kat göklerde Allah’tır (cc) ibn Aşur bu ayeti şöyle yorumlamaktadır: ‘gerçeği getiren Hz. Muhammed’dir, o gerçek (sıdk) ise Kur’an’dır.’

RESULULLAH’IN SIDK’I TEŞVKİ:

Peygamber efendimiz, Müslümanlara daima sözlerinde ve fiillerinde doğruluğu teşvik ediyordu. Efendimiz şöyle buyurmaktadır: “Hiç şüphe yok ki doğruluk iyiliğe götürür. İyilik de cennete götürür. Kişi doğru söyleye söyleye Allah katında sıddîk (doğru sözlü) diye yazılır. Yalancılık kötüye götürür. Kötülük de cehenneme götürür. Kişi yalan söyleye söyleye Allah katında kezzâb (çok yalancı) diye yazılır.” Bunun da ötesinde peygamber efendimiz bütün Müslümanlara hitaben şöyle buyurmuştur: ”bana altı meselede söz verin size cenneti garanti edeyim; konuştuğunuz zaman doğru konuşun, söz verdiğiniz zaman vefalı olun, size bir şey emanet edildiği zaman eda edin, apış aranızı koruyun, gözünüzü haramdan sakının, ellerinizi haramdan sakının.”

Peygamber efendimizin yüceliğinin delillerinden biri de torunları ve bütün Müslümanlara doğruluğu öğretmesi ve sevdirmesidir. Bunun bir örneği ise Hz. Havra Essa’di nin rivayet ettiği şu hadistir: bir gün Hz. Hasan’a peygamber efendimizden ezberlediğim şu hadisi okudum: “seni şüpheye düşüreni bırak, şüpheye düşürmeyeni al. Doğruluk itminandır, yalan ise şüphedir.”

PEYGAMBER EFNDİMİZİN ŞAKA YAPARKEN DOĞRULUĞU:

Peygamber efendimiz fiil ve sözlerinde de bu sıfatla sıfatlanmıştı. Hatta bazı insanların şaka yaparken yalanın mubah olduğunu zannettiği anlarda bile doğruluktan ödün vermemişti. Enes bin Malik anlatıyor: Bir adam Peygamber Efendimiz’e (asm) gelerek:
“Ey Allah’ın Resulü (asm)! Beni bir deveye bindir!” dedi.
Peygamber Efendimiz (asm) de:
“Ben seni devenin yavrusuna bindireceğim! dedi. Adam:
“Ey Allah’ın Resulü (asm), ben deve yavrusunu ne yapayım ona binilmez ki!” deyince Peygamber Efendimiz (asm):
“Acaba deveyi deveden başka bir mahluk mu doğurur?” buyurdular. Bu adam Müslümanlardan normal bir kişiydi. Peygamber efendimiz, latife babından ve arkadaşlarına muhabbetinden bu üslubu kullanmıştır.

SAVAŞTA SADAKATİ:

Doğruluk peygamber efendimizin savaş halinde de ayrılmaz özelliğiydi. Öyle ki kendisi Müslümanlara savaş halinde düşmanın şerrinden ve zararından korunmak için yalanın caiz olduğunu söylese de kendisi sıdktan başkasını konuşmamıştır. Bedir gazvesi öncesinde peygamber efendimiz Hz. Ebu Bekir ile birlikte kureyş hakkında haber almak için çıktılar ve bir yaşlı bedevinin yanına gittiler. Peygamber efendimiz o yaşlı adama: “Kureyş’ten, Muhammed ve yarenlerinden ne kadar haberiniz var?”  dedi. O adam, kimlerden olduğunuzu sözlemedikçe size haber vermeyeceğim, dedi. Peygamber efendimiz de “ sen bize bu bildileri verirsen biz de sana kimlerden olduğumuzu söyleriz” dedi. Adam: onun karşılığında bu öyle mi? Dedi. Peygamber efendimiz: “evet” dedi.

O da şöyle cevap verdi: Bana verdikleri habere göre, Muhammed ve yarenleri şu günde Medine’den hareket etmişler. Haberi getiren doğru söylüyorsa, şimdi o ve yarenleri şu noktadadırlar. (İslam birliklerinin konuşlandıkları noktayı işaret etmişti.) Aynı şekilde bana verilen haber göre, Kureyş şu günde Mekke’den hareket etmiştir. Eğer elimizdeki bilgiler doğruysa, onlarında şu noktada olmaları gerekir. (Kureyş’in tam bulunduğu yeri işaret ediyordu.) adam sözünü bitirdikten sonra sordu: siz nerdensiniz? Peygamber efendimiz: “biz sudanız” dedi ve oradan ayrıldı. Adam, ne suyu, Irak suyu mu dedi.

CARLYLE’NİN PEYGAMBER EFENDİMİZİN DOĞRULUĞUNA ŞAHİTLİĞİ:

İşte bu şekilde doğruluk peygamber efendimizin hayatını kaplamıştı. Bu da carlyle’yi şu sözleri söylemeye itmişti.’Bir düzenbaz nasıl bir din kurabilir? Bir düzenbazın tuğladan bir ev bile kurması mümkün değildir. Eğer harcın, pişmiş tuğlanın ve kullandığı diğer malzemenin özelliklerinin bilmez ve inceleyemezse yaptığı şey ancak ve ancak bir moloz yığını olur. Böyle bir yapı ikiyüz milyon kişiyi barındırmak üzere on iki asır ayakta duramaz, hemen yıkılır.

EVET, DÜŞMANLARIN ŞAHİT OLDUĞU HAKTIR:

Evet, bu doğruluk tablosu çocukluk çağlarından gençlik dönemlerine ve olgunluğuna kadar insanların örnek aldığı şahsiyet olmuş ve hiçbir zaman bu sıfatından ödün vermemiştir. Ebu hureyre hadisinde bahsettiği gibi: dedik ki: ya Resulallah bizimle latifeleşiyorsun, şakalaşıyorsun. Dedi ki “ ben haktan başkasını konuşmam”

Böyle bir toplum içerisinden Allah’ın övgüyle bahsettiği bir nesil çıkmıştır. (müminlerden öyle er oğlu erler vardır ki, Allah’a verdikleri sözde durdular. Onlardan kimi adağını yerine getirdi(şehit oluncaya kadar çarpışacaklarını adamışlardı, çarpıştılar ve şehit oldular) kimi de (şehitlik) beklemektedir; sözlerini asla değiştirmemişlerdir) bununla birlikte en faziletlileri olan sıddik da (ra) onların içinden çıkmıştır.

Değerli kardeşlerim, rabbimiz bizlere sadıkların yolundan giymemizi emir buyurmuştur. (ey iman edenler, Allah’tan hakkıyla takva edin ve sadıklarla birlikte olun)

Allah sadıkların seyidi Hz. Muhammed efendimize, onun Âl ve ashabına ve kıyamete kadar ona tabi olanlara salat-u selam etsin.

*Ebul Fida Tevfik Abduh Numan Kasım Elzeydi

Yemen, Sanaa

alzaudet@yahoo.com

tel: 00967713414812, 00967770178304