Get Adobe Flash player

رسالة اليوم من هدي الرسول

-          معاملته أهله:

ليس للسعادة الأسرية سبب أيسر من أن تسعد أهلك، وأن تكون قريباً منهم في إقامتك وفيما تيسر من سفرك ونزهتك، إن أصحابك إذا لم يجدوك وجدوا غيرك، ولكن أهلك إذا فقدوك فقدوا كل شيء! ولقد حج النبي (صلى الله عليه وسلم) واعتمر في صحبة أهله، بل كان لا يخرج إلى الغزو إلا بعد أن يستعمل القرعة بين أزواجه فتخرج معه من تكون لها القرعة .

البحث

كتاب الرحمة في حياة الرسول

شاهد مكة المكرمة مباشرة

إقرأ مقالا من أكبر كتاب في العالم

إبحث عن محتويات الموقع

ننصحك بقراءة هذا الإصدار

شاهد المدينة المنورة مباشرة

المسجد النبوي _ تصوير ثلاثي الأبعاد

Madina Mosque 3D view

الرئيسية

Birinci Konu Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in Temizlik ve Tuvalet Konusundaki Sünneti[1]

A- Tuvalet Konusundaki Sünneti:
1. Tuvalete girdiği zaman şu duayı okurdu:
«اَللَّهُمَّ إِنيِّ أَعُوذُ بِكَ مِنَ الـخُبْثِ وَالـخَبَائِثِ»
“Allah’ım! Her türlü pislikten ve ehlinden sana sığı-nırım.”(Buhârî, Müslim).
Çıkınca da:
«غُفْرَانَـكَ»
“Bağışla Rabbim!” derdi. (Ebû Dâvûd, Tirmizî, İbn Mâce).
2. Küçük abdestini çoğunlukla oturarak bozardı.
3. Bazen su ile bazen de taş ile taharetlenir, bazen her ikisini de kullanırdı.
4. Su ile taharetlenirken de taş ile taharetlenirken de sadece sol elini kullanırdı.
5. Su ile temizlendiği zaman işini bitirdikten sonra elini yere sürerdi.

6. Yolculuğu esnasında tuvalete gideceği zaman arkadaşları tarafından görülemeyeceği kadar uzağa gi-derdi.
7. Tuvalet yaparken bazen yüksek bir yerin, bazen hurma ağaçlarının, bazen de vadideki ağaçların arka-sına gizlenirdi.
8. Küçük abdestini bozmak için (sıçramasından korunma amacıyla) yumuşak topraklı bir yer arardı.
9. Abdest bozmak için oturacağı vakit, yere yak-laşmadan elbisesini kaldırmazdı.[2]10. Küçük abdest bozarken kendisine birisi selam verirse, onun selamına karşılık vermezdi.
 
B- Abdest Konusundaki Sünneti:[3]1. Çoğu zaman her namaz için ayrı abdest alırdı. Bazen de birden fazla namazı aynı abdestle kılardı.
2. Bazen bir mud[4] su ile, bazen bir mud suyun üçte ikisi ile, bazen daha fazlası ile abdest alırdı.
3. En az abdest suyu ile abdest alan o idi. Üm­metini, abdest alırken çok su kullanıp israf etmekten sakındırırdı.
4. Abdest azalarını bazen birer defa, bazen ikişer defa, bazen üçer defa yıkardı. Kimi zaman da bazı azalarını ikişer defa yıkarken bazı azalarını üçer defa yıkardı. Üç defadan fazla hiç yıkamazdı.

5. Bazen bir, bazen iki, bazen de üç avuç su alarak ağzını ve burnunu yıkardı. Tek avuç suyu hem ağzına hem burnuna birlikte alırdı.
6. Burnuna suyu sağ eliyle alır, sol eliyle sümkü-rürdü.
7. Her abdest alışında ağzına ve burnuna mutlaka su alırdı.
8. Başının tamamını mesh ederdi. Ellerini öne arkaya doğru götürerek başını mesh ederdi.
9. Başı ile beraber kulaklarının içini ve dışını da mesh ederdi.
10. Alnına (kâkülüne) mesh ettiği zaman meshi sarık üzerinde tamamlardı.
11. Mestli veya çoraplı olmadığı zaman ayaklarını yıkardı.
12. Azalarını sıra ile peşi peşine yıkayarak abdest alır, bir kere bile olsa bunu ihlal etmezdi.

13. Abdestine besmele ile başlar ve sonunda şöyle derdi:
«أَشْهَدُ أَنْ لاَ إِلَهَ إِلاَّ اللهُ وَحْدَهُ لاَ شَرِيكَ لَهُ، وَأَشْهَدُ أَنَّ مُحَمَّداً عَبْدُهُ وَرَسُولُهُ»
“Şahadet ederim ki Allah’tan başka hiçbir ilah yok-tur; O tektir, ortağı yoktur ve yine şahadet ederim ki Mu-hammed onun kulu ve elçisidir. (Müslim)
«اَللَّهُمَّ اجْعَلْنيِ مِنَ التَّوَّابِينَ وَاجْعَلْنيِ مِنَ الْـمُتَطَهِّرِينَ»   
“Allah’ım! Beni çokça tevbe edenlerden ve temizle-nenlerden kıl.” (Tirmizî)
Şöyle de dua ederdi:
«سُبْحَانَكَ اللَّهمَّ  وَبِحَمْدِكَ، وَأَشْهَدُ أَنَّ  لاَ  إلَهَ  إلاَّ  أنْتَ،  أَسْتَغْفِرُكَ وأَتُبُ إِلَيكَ»
“Allah’ım! Her türlü eksiklikten münezzehsin. Hamd sana, şükran sana! Şahadet ederim ki senden başka ilah yoktur. Affını diler, sana tevbe ederim.”
14. Abdestin başında ne “hadesi gidermeye niyet ettim” ne de “namaz kılma yolunun açılmasına niyet ettim” şeklinde bir söz söylemezdi. Ne kendisi, ne de ashabından herhangi birisi niyetlerini dilleriyle telaffuz etmiş değillerdir.
15. Kollarını ve ayaklarını yıkarken dirseklerini ve ayak bileğini geçmezdi.

16. Abdest aldıktan sonra azalarını kurulama alış-kanlığı yoktu.
17. Zaman zaman sakallarının arasını su ile ova-lardı, fakat bunu devamlı yapmazdı.
18. Parmaklarının arasını da su ile ovardı, fakat bunu da devamlı yapmazdı.
19.Her abdest alışında abdest suyunun başkası tarafından dökülmesi onun âdeti değildi. Fakat abdest suyunu bazen kendisi döker, bazen de bir ihtiyaç gereği başka biri abdest suyunu dökerek ona yardım ederdi.
 C- Mestler Üzerine Mesh Konusundaki Sünneti:[5]1. Sahih rivâyetlere göre Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem hem ikamet halinde, hem de yolculukta mestler üzerine mesh etmiştir. Meshin müddetini mukim için bir gün bir gece, yolcu için üç gün üç gece ile sınırlan-dırmıştır.

2. Mestlerin üst kısmına mesh ederdi. Çoraplara da mesh ederdi. (Başına mesh ederken) bazen sadece sarığına, bazen de kâkülü ile beraber sarığına mesh ederdi.
3. Ayaklarının bulunduğu halin aksini yapmaya çalışmazdı. Yani ayakları mestli ise mesh eder, açıkta ise yıkardı.
 
D- Teyemmümdeki Sünneti:[6]1. İster normal toprak, ister çorak, isterse kum olsun, üzerinde namaz kıldığı her türlü yeryüzü parça-sıyla teyemmüm ederdi. Şöyle buyururdu:
“Ümmetimden herhangi birine namaz vakti nerede erişirse erişsin, mescidi de, temizleyicisi de yanındadır.” (Ahmed b. Hanbel).

2. Uzun yolculuklarında yanında toprak taşımadı ve böyle bir şeyi de emretmedi.
3. Her namaz için teyemmüm yaptığına ve bunu emrettiğine dair sahih hiçbir hadis nakledilmedi. Bila-kis teyemmümü kayıtsız şartsız abdestin yerine kaim kıldı.
4. Ellerini bir defa toprağa vurarak onunla hem yüzünü, hem de ellerini teyemmüm ederdi.
 

 
--------------------------------------------------------------------------------

[1]   Zâdu’l-Me‘âd (1/163)
[2]Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem belden aşağıya peştamal gibi sarılarak giyilen “izar” giyindiği için bu durum “elbisesini kaldırmazdı” diye tabir edilmiştir. Çünkü “izar” belden çözülerek değil, kaldırılarak tuvalete oturulurdu. Burada haya duygusuna ve avreti olabildiğince korumaya vurgu bulunmaktadır. [Guraba]
[3]   Zâdu’l-Me‘âd (1/184).
[4]   Mud: Mutedil bir insanın iki avucu dolusu demek olan bir ölçek birimidir.
[5]Zâdu’l-Me‘âd (1/192).
[6]   Zâdu’l-Me‘âd (1/192).